22 Mart 2015 Pazar

Pazar Köşesi: Fi ve Çi




Merhabalar,
Pazar Köşesi'nin bugünkü konuğu Fi ve Çi.

Serinin ilk kitabı Fi'nin basım tarihi 2013, fakat seri Destek Yayınları'na geçip
2014 yazında Çi'nin de yayınlanması ile adeta bir salgın gibi yayılmaya başladı.
Daha uzun bir süre de çok satanlar'dan inecek gibi gözükmüyorlar.



Yazarımız Azra Sarızeybek Kohen; İstanbul Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinema ile
Ottawa Üniversitesi Üçüncü Dünya Ülkelerine Yardım Ekonomisi bölümlerinden mezunuymuş. Daha sonra, Boğaziçi Üniversitesi Klinik Psikoloji Master Programına katılmış.
İyi derecede İngilizce ve İtalyanca konuşan Azra Sarızeybek Kohen,
bir çocuk annesi olmasının yanı sıra Liverpool Üniversitesi’nde
psikoloji doktorasına devam etmekteymiş.





Azra Kohen bu seri ile iyi bir birey olmaya giden bir yolu betimlemek istemiş okuyucuları için.
Yazara göre kendimizi günlük hayata kaptırmayı bir kenara bırakıp
varoluşumuzu taçlandırmamız, uyanmamız gerek.

İlk kitap ''Fi'' bu uyanışı ''farkındalığı'' temsil ediyor.
Romanda karakterlerin davranışlarının kendisini ve çevresini bir tepkime gibi yayılarak,
şiddetle nasıl etkilediğini izliyor, sizde kendinizi kaptırıp bu tepkimenin
bir öğesi haline geliyorsunuz :)
Yazar elbette her yaptığımızın bir nedeni olduğu, ama nedenimiz ne olursa olsun kendimize
ve çevremize vereceğimiz etkileri hesaplayıp
hareket etmeyi öğrenebildiğimiz zaman iyi bir birey olma yoluna erişeceğimiz görüşünde.






İkinci kitap Çi ise; Fi ile birlikte gelen farkındalığın yol açtığı bilginin bedene inmesini
 'acı'yı temsil ediyor.
Kendi farkındalığına ulaşan bireyin kendine ulaşması için acıyla yoğurulması betimleniyor bir anlamda.
Azra Kohen romandaki karakterler ve olay döngüsü ile bu düşünceyi
okura öyle güzel aktarıyor ki, Çi'yi bir gün içinde bitirdim elimden bırakamadım.
O gerilimi, değişim sürecini içimde hissederek okudum.

Kitabın beni en cezbeden cümleleri şunlar oldu;
''Hayat, insanın kendi potansiyeline ulaşabilmesi için dikkatle, incelikle,
muhteşem bir zekayla dizayn edilmiştir.
Yapman gerekeni yapamıyorsan, olamıyorsan, doğamıyorsan hayat çok acıtır,
anlaman için hırpalar, yorar.
Seni sen yapabilmek için ne gerekirse yapmaya hazırdır.

Asla rahat bırakılmazsın.
Öylesine, anlamsız varolmazsın.
Mutluluğa saklanamazsın.
Öyleyse acına sahip çıkmalısın!
Çünkü acı, bilginin bedene inmesidir. 
Bilgiyi bedene indirmeli, olman gereken şeye dönüşmelisin.''

Kendimi bulduğum bir paragraf oldu bu.
En basiti hayatımız boyunca başvurduğumuz en kolay yol değil midir
etkisi ''olumlu'' ama kendisi ''olumsuz'' adımlardan kaçmak?
Sırf yüzleşeceğimiz acıdan korktuğumuz için?


Halbuki Azra Kohen'in de dediği gibi ''Acı, bilginin bedene inmesidir''

ve

''Hayat harekete geçen herkesi varması gereken yere götürür.''

Tohumumuzu çatlatabileceğimiz cesaret dol bir hafta olması dileğiyle :)



Bonus 1: Serinin son kitabı 'Pi' de yoldaymış ve yakında bizlerle olacakmış. bu da Pi'den bir parça;

''Farkındalığa varmak için satır satır, sayfa sayfa dizayn edilmiş bir yolculuğun sonudur burası. Aynı yoldan gidilse de farklı sonuçların çıkarılacağı ama yolculuğu yaşayan herkesin kendine yaklaşacağı bir sondur bu. Yakında burada buluşmak dileğiyle...''



Bonus 2:  Bu tatlı mühür instagram'da aynı adla bulabileceğiniz canım dostum ''gizemincicekbahcesi''nin bana yeni yıl hediyesi. Bir kitap kurdu olarak hayatımda aldığım en anlamlı ve en özel hediyelerden biri oldu gerçekten. Kendi mühürünüzü tasarlamak için instagram'dan 'butiketikettasarim' adlı hesaba ulaşabilirsiniz.



1 yorum:

  1. bende ilk kitabı okudum kısmetse "çi" yi de alıp okuyacağım çok güzel bir inceleme yazısı olmuş canım ellerine sağlık :) instagramda ve burada takipçinim bende beklerim ;;)

    YanıtlaSil