28 Eylül 2014 Pazar

NK Fast Dry Top Coat




Dinlenemeden hiç bir şey anlamadan geçen bir hafta sonu sonrasında yeni bir iş günü, yeni bir hafta!
İstanbul'un 5 dk'lık yolu yarım saatte götüren trafiğine sövmeden geçen tek bir anım yok sanırım.
Her şey bir yana ömründen çalınan saatlere üzülüyorum.

Anadolu yakasında oturup Avrupa'da çalışmak büyük bir sabır işi gerçekten.
Kendime ayıracak doğru düzgün vakit bulamadan yine kendimi ofiste buluveriyorum.



Hal böyle olunca da özellikle biz çalışan hatunlar günlük hayatı kolaylaştıran, vakit kazandıran yardımcılara ihtiyaç duyuyoruz.
Fast Dry Top Coat'lar benim vazgeçilmezim. Onlar olmadan iş güç koşturmacasında bakımlı ellere sahip olmak tam bir kabus :)

Uzun süredir Essence'in fast dry top coat'unu kullanıyordum. Gerek kuruma süresi gerek parlaklığı çok memnun olduğum bir üründü. NK express hakkında olumlu yorumlar okuyunca ona da bir şans vermek istedim.




NK Express Fast Dry Top Coat'un ince formda bir fırçası ve oldukça akışkan bir yapısı var.
Kuruma süresi inanılmaz kısa, bir dakikadan az sürede tamamen kupkuru tırnaklara sahip oluyorsunuz.
Ürünü fırçaya bol almak gerekli, aksi takdirde fırça izleri oluşuyor.



Mükemmel kuruma hızına rağmen öyle büyük bir eksisi var ki bu sebeple bir daha almayacaklarım listesine girdi bile.
Ürünü kullandıktan sonraki gün oje adeta bir jelatin gibi kalkıp soyulmaya başlıyor.
Bu sebeple de manikür uzun süre dayanmıyor :(


Tapılası kuruma hızı ve verdiği güzel parlaklığa rağmen bittikten sonra essence fast dry top coat'a geri döneceğim. 
Siz hangi ürünü kullanıyorsunuz? Tavsiyeleriniz neler, mutlaka yorumlarınızı bekliyorum :)


22 Eylül 2014 Pazartesi

Hair Care Series #1



Günaydıınn!

Haftanın ikinci gününe bu aralar hayatımın büyük bir bölümünü kaplayan bir konu ile başlamak istedim; saç bakımı!

Kendimi bildim bileli belime kadar uzun, sağlıklı ve gür saçlarım vardı. Lise sonda yanlış kuaför seçimimden dolayı atılan ara makasla güzelim saçlarımdan oldum. Üstüne düzleştirici denen illete bulaştım. 5-6 senedir aralıksız, bunu ciddi olarak söylüyorum her gün!! düzleştirici kullanıyordum.

2 senedir kızıl siyah kullandığım saçlarımı kumrala çevirmeye çalışınca saçım gördüğü işlemlerden ötürü iyice yıprandı.

Son bir senedir uzatmaya uğraştığım saçlarımı cansızlığı yüzünden yine 5 parmak kadar kesmek zorunda kaldım.
 Hal böyle olunca denemediğim yağ, maske kalmadı :)
Yaptığım diğer maskelerden önce şu anki rutinimden bahsedeceğim sizlere.




Haftada 3 defa duştan bir kaç saat önce uyguluyorum maskelerimi.
İlk olarak aktarlar birliğinden Hande Polat'ın kendi sitesinde satışa sunduğu Sif Saç Bakım Yağı ile başlayalım.
Hakkındaki olumlu kullanıcı yorumları ve ayda 3-4 cm uzatma vaatinden dolayı satın aldım bu ürünü.




Tamamen doğal yağlardan oluşan katkısız bir bakım ürünü, fiyatı 59 TL.
Fotoğraftaki gibi arkasında yazdığı şekilde uyguluyorum.
Bitmeye yaklaştı ama tekrardan almayı düşünmüyorum.
İçindekiler çok faydalı yağlar lakin bende beklenildiği üzere 3-4 cm'lik bir fark yaratmadı.
Kesinlikle fiyatının ürünü değil benzer yağlarla ben de evde kendim maske hazırlıyorum ve aylarca gidiyor çokta faydasını gördüm.
O maskenin de postu yakında gelecek.




Gelelim postun yıldızına, organik hindistan cevizi yağını instagram'da rastladığım bir çok olumlu yorumdan sonra ben de denemeye karar verdim. 
Hayatımın en doğru kararını vermişim gerçekten bu ürünü denemeye karar vererek.
3 haftadır düzenli olarak her banyodan önce sif yağını diplerime uyguladıktan sonra hindistan cevizi yağını kuru hiç bir yer kalmayacak şekilde saçıma yediriyorum.
Bekleme süresi size kalmış vaktinize göre 1-3 saat bekletip durulayabilirsiniz.
Eğer yapabilme olanağınız varsa gece yatmadan sürüp boneyle yattığınız takdirde saç kökleriniz yağı  derinlemesine emdiğinden daha sağlıklı sonuç alabilirsiniz.

3 hafta sonunda kuru mat saç uçlarıma fark edilir derece parlaklık ve canlılık geldi. Kuru, açma işlemi ile hafif keçeleşmeye başlamış olan yerler kesmeme gerek kalmadan iyileşmeye başladı.
3 hafta düzenli kullanıma rağmen üründe çok azalma olmadı bu kavanoz(320gr) aylarca gider muhtemelen, 38 TL'lik fiyatına değiyor.
Ürünü uygulamaya devam, bitince kesinlikle yenisi alınacak.


Tüm bu ürünleri uygulayıp bekletebildiğim kadar beklettikten sonra saçlarımı şampuanla güzelce arındırıyorum. 2 sefer arınması için yeterli oluyor.

Duş sonrasında da fazla suyu alınmış nemli saç uçlarıma gliss'in bu saç bakım kürünü uyguluyorum.

Aslına bakarsanız tamamiyle doğal ürünlerin kullanılmasından yanayım, bu tarz ürünlerin vaat ettiklerine pek inanmıyorum.

Yaptığım bakımların yanında çantaya atmalık istediğim anda müdahale edebileceğim bir ürünüm olmasını istedim.

Gliss yağ iksiri de beni tam olarak bu noktada çekti.

3 farklı kullanımı var;

- Yıkama öncesi bakım
- Nemli saçlara bakım
- Kuru saçlara parlaklık ve şekil verme

Ben duştan sonra nemli saçlarıma uyguluyorum, saçım iyice kuruduğunda dışarı çıkmadan önce elime 1 damla alıp uçlara güzelce yedirip saçlarıma şekil veriyorum.


Şimdilik bu 3 üründen memnunum ama saç bakımıyla ilgili önemli bazı noktalar var ki bakımı yapmak kadar bunlara da hassasiyet gösterilmesi gerekiyor.

- Sağlıklı saçlarınız olmasını istiyorsanız düzleştirici, maşa gibi fazla ısıyla saça zarar veren aletleri kullanmaktan mutlaka vazgeçeceksiniz. Düzleştiriciyi elinden düşürmeyen bazen günde 2 posta kullanan ben şu anda saçıma kurutma makinesi dahi sürmüyorum. Yola gelmeyen duştan çıkınca hiç bir şeye benzemeyen saçlarım şu an su dalgası gibi kıvır kıvır kendi öz şeklini geri kazandı.

-Her ne kadar bakım yaparken doğal yağlar da kullansanız, saç derinizin kendi yağı en sağlıklı en besleyici olandır. Bu maskeleri yaparken mutlaka arada 1-2 hafta süre ara verip saçlarınızın dinlenmesine kendi yağıyla beslenmesine müsade edin.


Umarım sizler için faydalı bir post hazırlayabilmişimdir.
Saç bakımıyla ilgili bildiklerimi ve öğreneceklerimi sizlerle paylaşmaya devam edeceğim, takipte kalın!

Sevgiler :)

21 Eylül 2014 Pazar

Sole Mate



Selamm yine benn, uzun bir aradan sonra tekrar merhaba!

Uzun derken yaklaşık 9 ay gibi bir süreden bahsediyorum :)
Hiç bir mazeret sunmayacağım sadece bundan sonra daha aktif bir blog sizlerle olacak bunun sözünü veriyorum sadece.




Havaların serinlemeye başlamasıyla sonbahara geçiş yaptığımız şu günlerde mevsime yakışır tapılası bir ojeyi sizlerle paylaşayım dedim.

'Sole Mate'



Sole mate, koyu mürdüm-bordo arası bir renk.
Essie'nin kataloğunda da deep plum purple olarak geçiyor.
İçinde hafif bir morluk olsa da bordoya daha yakın bir renk bence.






Maxi brush sayesinde sürümü oldukça rahat, 2 katta opaklık sağlamak mümkün.
Top coat kullanmadığım halde parlaklığını 4 gün boyunca korudu ve uçlarda hiç bir aşınma olmadı.
Bozulmadığı halde artık sıkıldığımdan ben silmek zorunda kaldım :)




Ben sole mate'yi boyner indiriminden 19 TL'ye almıştım.
Şu anda aklından 'elbet bozulacak, bir ojeye bu kadar para vermeye değer mi?' diye geçirenler için şunu söyleyeyim; essie ise her türlü değer.
Ojeyi ne zaman aldığımı hatırlayamıyorum bile 9-10 ayı aşkın bir süre olması lazım, ama ojenin kıvamında hiç bir bozulma olmadı, sürümü ilk günkü gibi.


Siz de benim gibi bordo ve mürdüm tonlarının müptelası iseniz,
bu tonlar dört mevsim vazgeçilmeziniz ise 'Sole Mate' kesinlikle koleksiyonunuzda bulunmalı!